BURSA YEMEK SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (BUYSAD)
BASIN BÜLTENİ BASIN TOPLATISI

06 TEMMUZ 2010 – Marigold Thermal & Spa Hotel Çekirge, BURSA

Endüstriyel Hazır Yemek Sektörü Genel Durum Değerlendirmesi

Sektörel Açıdan

İşyerinde yenen Hazır Yemek, çalışan tüm kadrolar için en iyi motivasyon aracıdır. Her zaman ifade ettiğimiz üzere; iyi sunulan hizmet, kaliteli ve sağlıklı yenilen bir yemek işyeri için çok büyük kazanç demektir. Çünkü iş gücümüz insandır ve biz insana direkt olarak hizmet eden bir iş yapmaktayız. Araştırmalarımız gösteriyor ki; yemek hizmetinden memnun olan kadrolarda; üretim bazında fire oranları düşmekte, hatalı üretim azalmaktadır. Ve kadroların şirkete bağlılıkları artmaktadır. Çünkü siz iyi bir yemek hizmeti alarak, kadrolarınızın bu hizmeti hak ettikleri mesajını veriyorsunuz ve kadrolarınız da sisteme olan inançlarını arttırarak şirket kültürünüzün gelişmesine destek oluyorlar. Yemek satın alınması, bir emtia satın alınması gibi değerlendirilmemelidir. Her iş kolunun ihtiyaç duyduğu yemek düzeni farklıdır. Yemek hizmeti çalıştığınız firma ile ilişkilerinizin partner düzeyinde yürütülmesidir. Uzun soluklu yola çıkılır. Her iki tarafta birbirini belli bir sürede tanır ve ona göre istek, ihtiyaç ve taleplerine cevap verir. Hizmetin kalitesi gün geçtikçe olumlu yönde gelişir. Yemek satın alınması kaliteyi ve insana yatırımı ön planda tutan kurumlarda başlı başına ayrı bir değerlendirmeye tabii tutulur. Bu sistemi tüm bu kriterlerin dışında tutmaya çalışan ve yemek firmasını sadece fiyatına bakarak seçen kuruluşlarda, üretim kayıplarının yanı sıra, memnuniyetsiz kadrolar ile çalışmak zorunda kalan yönetimlerin hem işin hatasız ve doğru yapılmasında yetersiz kaldıkları gözlemlenmektedir hem de huzursuz ve mutsuz koşullarda çalışan elemanlarda şirket bağlılığını geliştirmek şöyle dursun, ekip ruhu oluşturulamadığı için iş gücü ve verimlilik hiçbir zaman istenen düzeye ulaşmamaktadır.

Öte yandan merdiven altı olarak tabir edilen, çalışma izni olmayan, gıda sertifikaları ve kalite belgeleri olmadan üretim yapan yemek firmaları maalesef halen hizmet vermeye devam ediyor. Sektör bu tip üretim yapan kayıtsız üretimciler yüzünden ciddi sıkıntı yaşıyor. Öncelikle sağlıklı ve temiz koşullarda üretilmeyen yemeğin insan sağlığını ciddi boyutlarda tehdit ettiğini belirtmeliyiz. Bugün marketten alınan her hangi bir ürünün bile son kullanma tarihine bakmadan sepete koymayan, hatta paket içeriğini okuyup çocuklarına yediren çok ciddi ve bilinçli bir toplum olmaya başlamamıza rağmen, ofiste yenen toplu yemeklerde nedense bu özeni, titizliği ve ciddiyeti göstermiyoruz. Bunda en büyük etkenin, maalesef ucuz yemek olsun, maliyetler düşük olsun fikri olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak yukarıda da özetlemeye çalıştığımız üzere sağlıksız bir yemeğin ana maliyeti çok ucuz olsa dahi, sonuçları tahmin edemeyeceğiniz kadar paralı maliyetlere sebep olabilmektedir. Ucuz yemek alınan en pahalı yemektir, aslında. Merdiven altı firmalar, sektöre ciddi imaj kaybı ve para kaybı olarak etki etmektedir. Müşteriye yansıyan yanlış mesajlar, gerçek dışı fiyatların akredite olması ve sektörün hak ettiği yere bu tip kuruluşlar yüzünden hatalı değerlendirilmesi nedeni ile gelememesi sektörde dürüst faaliyet gösteren firmaları ciddi anlamda zor durumda bırakmaktadır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nce yapılan denetimlerin arttırılması ve bu yönde olumsuz üretim yapan yerlerin kapatılması gerekmektedir. Biz hem dernekler hem de federasyon kanalları ile gereken bütün bilgilendirmeleri yapıyor ve tüm uygulamaları yakından takip ediyoruz. Umuyoruz ki yakın zamanda yoğun çalışmalarımızın karşılığında bu konulara herkes çok daha duyarlı yaklaşacaktır. Dernek ve federasyon oluşumlarımız sektörün karşı karşıya kaldığı olumsuzlukların çözümünde aktif olarak yer almaktadır. Bunu yanında sektör temsilcilerinin de kendi organizasyonlarının başında aktif göreve katılarak çalışmaları yakında takip ederek yürütmeleri sektöre büyük fayda sağlayacaktır.

Şu anda kırmızı et ve et ürünleri fiyatları başta olmak üzere, tüm beyaz et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerinde ciddi boyutla bir fiyat artışı söz konusudur. Yapılan canlı hayvan ithalatında, ithalat rakamlarının çok düşük olması hâlihazırda piyasa fiyatlarının düşmesine sebep olamamaktadır. Kırmızı ve Beyaz Et fiyatları hala çok yüksek seviyelerde seyretmektedir. Dünyada 5 USD civarında olan et fiyatları Türkiye’de 12 USD civarında işlem görmektedir ve maalesef bu fiyattan aşağıya düşmemektedir. Şu anda mevcut hayvan ihtiyacının gerçekçi bir şekilde tespit edilip acil olarak ihtiyaç kadar ithalatın planlanıp sisteme dahil edilmesi gerekmektedir. Damızlık hayvan ithalatı daha sonra farklı alternatifler dahilinde tekrar ele alınmalıdır. Öncelikle acil olan durumun çözümlenmesi gerekmektedir. Biz Hazır Yemek Üreticileri olarak müşterilerimiz ile sözleşmeli çalışıyoruz ve et fiyatımız da anlaştığımız müşteri fiyatlarımıza dahil edilmiş oluyor. Bu ölçüde bir fiyat artışını biz müşterilerimize mazeret olarak öne süremiyor ve yansıtamıyoruz. Bu durum tüm hazır yemek üreticilerini ciddi şekilde zorlamaktadır. Türkiye’nin hayvancılık politikaları tekrar gözden geçirilmeli ve en makul çözümler ivedilikle yürürlüğe alınmalıdır.

Sektörün gerçek temsilcileri olan, hazır yemek sanayisinde T.Gıda kodeksine ve yönetmeliklerine uygun doğru yemek üretmeye çalışan, üretimlerinde kaliteden ödün vermeden Türkiye’ye mal olmuş markaların ürünlerini kullanan firmalar artan maliyetler ile ucuz yemek fiyatları arasına sıkışmış durumdadırlar. Sektör para kazanmayı bırakın, para kaybetmekle de kalmayıp, kendini teknolojik yönden geliştirmesi gerekirken ayakta kalma savaşı vermektedir.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) ortaklaşa hazırladığı 2010-2019 Tarımsal Görünüm raporu verilerine göre; TÜRKİYE, İzlanda’dan sonra 2008-2009 yılları arasında Gıda fiyatlarında en fazla artış kaydedilen ikinci ülke konumunda yer aldı. Gıdanın ana hammadde kalemlerinde meydana gelen %60’lara yaklaşan fiyat artışları enflasyon kalemlerinde de gereği gibi yansıtılmamaktadır. Bu nedenle sektör zaten hiçbir zaman gerçek enflasyon oranında artış yapamamaktadır. Bu durumda yaşanan artışların spekülatif olmadığını sonucuna varıyoruz. Eğer artan kalemlerde fiyatlar bir iki ay içinde geri gelmez ise, sektörün genel olarak yeni fiyat tabanlarını oluşturmak ve bu yeni fiyatları hayata geçirmek zorunda kalması kaçınılmaz olacaktır. Çünkü fiyat belirlemede enflasyon artışını taban alan sektörümüz, kırmızı et, beyaz et ve et ürünlerinde, süt ve süt ürünlerinde meydana gelen %60’a varan fiyat artışları karşısında kendi içinde bir kriz ile karşı karşıya kalmaktadır. Kaliteli ve hijyenik yemek üreten bizim gibi firmalar, Türkiye?nin önde gelen markaları ile çalışmak zorunda olduğundan şu anda karşı karşıya kaldığımız fiyat artışlarına ve yansıyan maliyetlere mecburen katlanmak zorunda kalıyoruz ve ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bu noktada oluşan ekstra maliyetleri müşterimize yansıtamadığımız için yaşanan olumsuzlukları maalesef bertaraf edemiyoruz. Sektörün ve firmaların ayakta kalması için gerekli fiyat ayarlamalarının yapılması şart olacaktır aksi taktirde sağlıklı ve hijyenik yemek satın alınacak firma bulunamayacaktır.

Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) önümüzdeki dönem kendi üye profilini gözden geçirerek, doğru iş yapan, doğru üretimler yapan firmaların gelişimlerine büyük önem verecek ve bu yönde uygulanabilir ve sürdürülebilir yol haritaları, stratejiler belirleyecektir. BUYSAD bundan sonra Sağlıklı Hazır Yemek Üreticileri Platformu gibi hareket edecektir. Sektörel gelişim ve değişimleri yakından takip eden firmalar ile yola devam edecektir.

Saygılarımızla,

BUYSAD Bursa Yemek Sanayicileri Derneği

 

BUYSAD demek;

SAĞLIKLI HAZIR YEMEK demektir.

Üye Firmalar:
• Obasan Gıda A.Ş.
• Martaş Yemek Sanayi
• Bahçeşehir Servis Grup
• Örnek Yemek A.Ş.
• Mekaş Yemek A.Ş.
• Yunus Yemek A.Ş.
• Yankı Yemek A.Ş.
• İzgün Yemek A.Ş
• Sofra A.Ş
• Arpar A.Ş.
• Kayra Yemek A.Ş.
• Bayduz Yemek A.Ş.
• Aydeniz Yemek A.Ş.
• Limon Catering A.Ş.

 

TOPLU HAZIR YEMEK TÜKETİCİLERİNE

Son aylarda piyasada, standartlara uymayan gıda maddeleriyle, hijyeni ve üretim standartlarını hiçe sayarak, yemek üretimi ve dağıtımı yapan kişi ve firmalar hızla artmaktadır. Üretim izni ve gıda kalite sertifikalarına sahip olmayan bu işletmeler tüketicilerin sağlığını tehdit etmektedir.

Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik krizin etkileriyle, bazı kurum ve kuruluşlar, bilerek yada bilmeyerek, bu sağlıksız yemekleri sırf ucuz olduğu için tercih etmektedirler. Hiçbir güvenli gıda kuralına uymayan bu yemekler, tüketenlerin sağlığı için ciddi bir risk oluşturmaktadır.

Sağlıklı ve besleyici yemeği oluşturan ana unsurların en önemlisi et ve et ürünleridir. Yemeklerde, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı kontrolündeki kesimhanelerde veteriner gözetiminde kesilen et ve et ürünlerinin kullanıldığından emin olunması gerekmektedir.

Türkiye’de 2009 yılının başından bu yana dana eti fiyatları yüzde 90, tavuk eti fiyatları yüzde 47 artmıştır. Özellikle kırmızı et fiyatlarındaki artışlar devam etmektedir. Öngörülemeyen bu artışlar, maalesef biz toplu yemek üreticilerini zor durumda bırakmıştır.

Sektörün gerçek temsilcileri olan, hazır yemek sanayisinde T.Gıda kodeksine ve yönetmeliklerine uygun doğru yemek üretmeye çalışan, üretimlerinde kaliteden ödün vermeden Türkiye’ye mal olmuş markaların ürünlerini kullanan firmalar artan maliyetler ile ucuz yemek fiyatları arasına sıkışmış durumdadırlar.

Bu nedenle toplu yemek alımı yapan kurum ve kuruluşların, sadece fiyatları göz önünde bulundurarak alım yapmaktan kaçınmasını, hatta gereğinden çok daha ucuz fiyat teklif eden işletmelere ihtiyatla yaklaşılmasını tavsiye ediyoruz.

Saygılarımızla,

BUYSAD
Bursa Yemek Sanayicileri Derneği